KPSS Türkçe 1. Deneme Sınavı Çöz

Süre:

Bir kurumda veya işte, birden fazla kişi söz sahi­bi ise yani çok başlılık söz konusu ise sorun var demektir. Çünkü bu durumda her kafadan bir ses çıkar. Herkes kendi önerisinin uygulanmasını ister. Söz sahibi kişilerin söyledikleri birbiriyle uyumlu olmadığı için bir sonuca ulaşmak mümkün olmaz. Sağlıklı ve verimli bir iş çıkarmak için yetkilerin ve sorumlulukların tek elde toplanması gere­kir.

Bu parçada anlatılmak istenen düşünceyle aşa­ğıdaki atasözlerinden hangisi anlamca örtüşmektedir?


A
Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur.
B
Gem almayan atın ölümü yakındır.
C
Sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı.
D
Çatal kazık yere çakılmaz.
E
Her yerde okka dört yüz dirhem.

Bugün çok tanınmış ve çok tanındığı için kibirli hâ­le gelmiş bazı sanatçılar kendi elleriyle kendi son­larını hazırlamaktadırlar. Bu tür yazarların etrafın­da oluşan fanatik okurlar, yazarların kendilerine karşı körleşmelerine yol açıyor. Yazarlığa yeni baş­layan veya yıldızı parlamaya başlayan genç ya­zarların dikkat etmeleri gereken en önemli nokta bence burasıdır.

Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?


A
Aynı konuları ele almak
B
Yanlışlarını görememek
C
Tekdüze bir üslup kullanmak
D
Sosyal olgulardan uzaklaşmak
E
Mükemmelliği yakalama

Ağız, insanın hem kendi bedeninde hem de baş­kasının bedeninde en dikkat çekici bölge ağızdır. Bundan dolayı da “ağız” sözcüğüyle kurulmuş bir­çok deyim ve atasözü vardır. Yeme içmesine dik­kat etmeyen kişiler için “Ağzının perhizi yok” (I) sözü kullanılır. İhtiyacı olmadığı hâlde, hakkı ol­mayanı kabul etmek, insanı zor durumda bırakır anlamında “Ağız ver, yüz utanır." (II) atasözünü kullanırız. “Ağzına bir parmak bal çalmak” (III) sö­zü ile de tatlı sözlerle ya da sıradan bir iyilikle oya­lamak kastedilir. Ağız yapmak (IV) deyimi, duygu ve düşüncelerini olduğundan başka türlü göstere­cek şekilde dil konuşmak olarak bilinir. Sıkça kul­landığımız “Ağzı süt kokmak” (V) deyimi, çok genç ve toy olmak olarak dilimize yerleşmiştir.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi anlam bakımından yanlış kullanılmıştır?


A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V

Elime kalemi alıp Ankara’nın park ve bahçelerin­deki sonbahar güzelliklerini anlatmaya başladı­ğımda aklıma insanların Ankara hakkındaki “so­ğuk bürokrasi şehri” ifadesi geliyor ve uzun bir sü­re kalemi elime almaya cesaret edemiyorum.

Bu cümleye göre yazarın işini zorlaştıran, aşağıdakilerden hangisidir?


A
Aynı konunun farklı yazarlar tarafından da iş­lenmesi
B
Seçilen türün konuya uygun olmaması
C
Gerçekliğe aykırı bir durumu tasvir etmek
D
Seçilen konunun soyut olması
E
Ankara ile ilgili yerleşik olumsuz kanaat

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlı­şı vardır?


A
Dünkü maçtan sonra bir de baktım ki sırtımda çok fena bir ağrı var.
B
Haftaya toplantımız Mehmetlerde olacak.
C
Yazımı karıştırılan bazı sözcükler hakkında TDK’dan açıklama bekliyoruz.
D
Adam suçüstü yakalanınca bu defa hiçbir şey diyemedi.
E
Kendisini darbetmekle suçladığı kişiyi şikâyet etti.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili noktala­ma işaretlerinin hangisinin kullanımında yan­lışlık yapılmıştır?


A

Sınava hazırlanma sürecinde senden şu üç şeyi istiyorum ; disiplin, istikrar ve azim.

B

Ev işleri . insanın farkında olmadan tüm zama­nını alıyor.

C

Eyvah, yine elim sıkıştı !

D

Ben de isterim herkes gibi günlerce gezip eğ­lenmeyi .

E

Böyle bir havada yola çıkılır mı hiç ?

Sığ umutların yarattığı çocuklar

Ve lekeli camlarda kan

Bambaşka insanca

Bu dizelerdeki altı çizili sözcükte görülen sesolayları aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru verilmiştir?


A
Ünlü düşmesi - Ünsüz yumuşaması
B
Ünsüz yumuşaması - Ünlü daralması
C
Ünsüz benzeşmesi - Ünsüz yumuşaması
D
Ünsüz türemesi - Ünlü düşmesi
E
Ünlü daralması - Ünsüz benzeşmesi

(I) Petrolün sorumsuzca tüketilmesi ve orman alan­larının yok edilmesi, atmosferdeki karbon mikta­rının artmasına ve dünyanın ateşinin yükselmesi­ne yol açıyor. (II) Son yüzyılda bir trilyon varil pet­rol tüketildi, ormanlar yüzde on beş azaldı. (III) Son iki yüzyıldaki en sıcak yıllar, son yirmi yılda yaşandı. (IV) Bilim insanlarına göre, 1970 yılın­dan bu yana küresel ısınma nedeniyle eriyerek yok olan buzul alanı, Türkiye yüzölçümünün iki katına eşit. (V) Buzulların erimesi sonucunda yük­selen deniz seviyesi şimdiden yaşam alanlarını tehdit etmeye başladı.

Bu parçada num aralandırılmış cümlelerden hangisi yükleminin türü bakımından diğerle­rinden farklıdır?


A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V

(I) Okumanın hem zihin hem de beden üzerinde olumlu etkiler yarattığı biliniyordu. (II) Son zaman­larda bu konuda daha çarpıcı bilgiler elde edildi. (III) Araştırmalar sonucunda sadece altı dakika ki­tap okunarak bile zihinsel ve bedensel stresin %68 oranında azaltılabileceği anlaşıldı. (IV) Bunun bir alışkanlık haline getirilmesinin zihinsel anlamda hafızanın güçlenmesinde olumlu yöndeki etkiyi arttırdığı biliniyor. (V) Norveç'te yapılan bir araş­tırma, bu sonuçların elektronik ortamdan ziyade kâğıda basılı kitaptan okumayı tercih edenlerde daha etkili olduğunu gösterdi.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin han­gisinin yüklemi edilgen çatılı değildir?


A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V

Bir limonlukta hapsedildiği için uzaklarda kalan di­ğer hemcinsleri gibi, öğle güneşlerinde sıcacık toprağa gölge salamayan; yağmurlarda ıslanama- yan, fırtınalarda sarsılmayan; semayı, yıldızları, ayı görmeye görmeye unutan şu ağaç, bulundu­ğu köşede mesut muydu?

Bu parçadaki sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A
“limonlukta” sözcüğünde hem yapım eki hem çekim eki kullanılmıştır.
B
“uzaklarda” sözcüğünde birden fazla çekim eki kullanılmıştır.
C
“güneşlerinde” sözcüğünde iyelik eki île hâl eki bir arada kullanılmıştır.
D
“yağmurlarda” sözcüğünde birden fazla yapım eki kullanılmıştır.
E
“yıldızları” sözcüğünde belirtme hâli eki kulla­nılmıştır.

(I) Bilge Karasu romanları ilk bakışta fark edilmesi zor, dikkatle bakılınca çözülebilen çok katmanlı metinlerdir. (II) Bilge Karasu’nun Gece romanında paranoya ve şiddetin sarmalındaki kamplardan oluşan bir şehirde karşılaşırız. (III) Roman kişileri otoritenin kontrolündeki farklı kamplarda yaşamaktadırlar. (IV) Şehrin içindeki kampların sadece dışına çıkmak değil, içine giriş de zordur. (V) Kampların özgürlüğü sınırlandırıcı bu özellikleri, metinde işlevsel olarak kullanılır.

Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?


A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V

Her kahve aynı tadı taşımaz. Dostlarla içilen kahve neşedir. Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer. Sahilde oturduğun rüzgârlı bir sonbahar günü en sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı ise kederlidir. Bir pazar öğle sonrası annenin Hadi bir kahve yap da içelim.” dediği kahve huzurludur. Köpükler, annenin göz bebeklerine yansıyan, dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir. Kısacası kahve, insanın her tür duygusunun tercümanıdır. En zor ve en keyifli anların sıcacık dostudur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?


A
Karşılaştırma
B
Kişileştirme
C
Tanımlama
D
Tanık gösterme
E
Örneklendirme

(|) Kapalı avlulu medrese örneklerinden biri olan Yakutiye Medresesi, 1995’te yöre kültürünü yan­sıtan eserlerin sergilenebilmesi için restore edil­di. (II) Medresenin basık kemerli ve oymalı anıt­sal taç kapısı, tüm anıtsal yapılarda olduğu gibi zengin süslemelerle bezeli. (III) Taç kapının yan yüzlerinde silme kemerle çevrili nişler içerisinde bulunan, iki pars ve kartal figüründen oluşan ha­yat ağacının, Yakut Bey’in amblemi olduğu sanı­lıyor. (IV) Medresenin güneyindeki tonozun üze­rinde, medreseye vakfedilmiş altı köyün ismini içe­ren “vakfiye”, mermer üzerine sülüs yazı ile asıl­mış durumda. (V) Medresenin doğu kısmında, ya­pıya bitişik olan bir türbeninse kime ait olduğu ko­nusunda kesin bir bilgi yok. (VI) Türk eğitim tari­hinde medreselerin çok özel bir yeri olduğu ve bu­radaki eğitim usulünün derinliği herkesçe biliniyor.

Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?


A
II
B
III
C
IV
D
V
E
VI

I. Türün iki örnek yazarı, Jules Verne ve H. G. VVells, eserlerinde bilimin yeni yüzyılın başlan­gıcına kadar imkânsız görüleni, örneğin denizaltıları ve uzay araçlarını, mümkün kılma ko­nusundaki maharetini anlatmışlardır.

II. Bilim kurgu, bilimdeki yeniliklerle birlikte XIX. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen bir ede­bi türdür.

III. Sinema, günün şartlarında mümkün görülme­yeni gösterebilme özelliğinden dolayı bu tür için doğal bir mecradır.

IV. Ne var ki bilim kurgunun beyaz perdede yer bulması, diğer pek çok türden daha düzensiz­dir.

V. Sinemanın ilk yıllarında sadece birkaç bilim kurgu filmi yapılırken bu tür ancak 1950’lerden sonra gelişme gösterebilmiştir.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin an­lamlı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri­nin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?


A
I ve II
B
I ve V
C
II ve III
D
III ve IV
E
IV ve V

(I) Yurdumuz, termal kaynak zenginliği açısından dünyadaki ilk yedi ülke arasında yer alıyor. (II) Ül­kemizde bin üç yüz dolayında termal kaynak bulunuyor. (III) Bu kaynaklar, suyu, debisi, sıcaklığı ve çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleriyle Avru­pa’daki kaynaklardan daha üstün nitelikler taşı­yor. (IV) Avrupa’nın turizm kaynaklarıyla bizim tu­rizm kaynaklarımız arasında kısmi benzerlikler ol­sa da büyük oranda farklılıklar göze çarpar. (V) Tarihi yapı ve yapıtlar bizim ülkemizde önemli bir yer tutarken Avrupa’daki çoğu ülkede bu durum farklıdır. (VI) Fiziksel ve doğal güzellikler açısın­dan da Avrupa’dan çok önde olduğumuzu söyle­mek mümkün.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?


A
II
B
III
C
IV
D
V
E
VI

Tarih boyunca şehir planlaması devlet idarecileri­nin bir numaralı gündemi olagelmiştir. Öyle ki bu alanda özel çalışmalar yapılmış ve özel yetenek­li kişiler keşfedilmiştir. Bugünden bakılınca bu ça­baların çok yerinde olduğunu söyleyebiliriz. Kent planlaması yapılırken geçmişi bilen ve geleceği görebilen bir bakış açısına sahip olmak gerekir. Geçmişe dönük yüz, kimliksizleşmenin önünü ke­secek, geleceğe dönük yüz ise donukluğu engel­leyecektir. Bu bakış açısı, konut yapımında geç­mişle uyumsuz yapılaşmaya, zemine uymayan bi­nalar yapılmasına engel olacaktır.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?


A
Böylece doğayla bütünleşecek, çevreyle uyum sağlayacak türden mimarlık ürünleri geliştiril­miş olacaktır.
B
Konut yapımının geldiği nokta itibariyle geç­mişten çok ileride olduğumuzu söyleyebiliriz.
C
Doğal olarak ortaya çarpık bir mimari çıkacak ve bunun sonuçları olumlu olmayacaktır.
D
Fiziksel yapı kadar kültürel yapıya da yapılan yatırımlar devletlerin gündeminde olmalıdır.
E
Geçmişle geleceğin ortak bir paydada buluş­ması bu şartlarda oldukça zor görünüyor.

Sanatın hertüründe sanatçıların birbirlerinin eser­lerini beğenmeleri hatta kıskanmaları oldukça do­ğal karşılanır. Bu durum divan edebiyatından be­ri böyledir ve yadırganmaz. Mesela Yahya Ke­mal’de Nedim ve Baki’nin izleri görülebilir. Ama Yahya Kemal büyük bir şairdir ve etkilenmiş olma onu küçük yapmaz. Ne zaman ki Yahya Kemal et­kilenmeden öteye geçip onlar gibi olmaya çalışır­sa bu noktada öykünme başlar. Sanatta etkilen­me, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme tasvip edilecek bir durum değildir. Sanatın gerçekliği bu­nu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüğün ye­niden üretimi şeklinde can bulur her defasında çünkü. Tersi bir durum onu kötürümleştirir.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi “öy­künme” yi tanımlar?


A
Kendi rengini yitirip kendinden daha ileri gö­rülenle aynılaşmaya çalışmaktır.
B
Sanattaki ortak güzellikleri farklı üsluplarla di­le getirmektir.
C
Özünü yitirmeden aynı kulvardaki büyük sa­natçılara kavuşma arzusudur.
D
Her sanatçının kendi damgasını taşıyan eser­ler ortaya koymasıdır.
E
Kimsenin taklit edemeyeceği eserler ortaya koyma çabasıdır.

Bilmelisin ki etrafında yarattığın düşmanlar seni kendi kusurlarının, eksikliklerinin farkına varmak­tan alıkoyar. Başkalarını cezalandırdığın, aşağı­ladığın hatta yok ettiğin sürece dikkatini kendi içi­ne yöneltemezsin. Böylece kendinle yüzleşme ih­tiyacı da hissetmezsin. Yarattığın düşmanlar ça­resizliklerinin yerini alır, onlar sayesinde zayıflık­larının üstünü örtersin. Şunu aklından çıkarma: “Sandığın gibi başkalarının günahları, seni aziz yapmaz!”

Bu parçanın yazan için aşağıdakilerden han­gisi söylenebilir?


A
İnsanın kendisine karşı acımasız özeleştiriler yapmaması gerektiği kanaatindedir.
B
Hatalarımızın üstünü örtecek dostlar edinme­mizi tavsiye etmektedir.
C
Düşmanının insana bazı yönlerden faydalı ola­cağını düşünmektedir.
D
Her tür insanla dost olabilecek karakterdedir.
E
İnsanlara güveni kalmamış karamsar biridir.

Bilim tarihi, yanlış önermelerin tarihidir. Fakat dü­şüncenin gelişimine işaret eden bu önermeler, dik­kate değer bir üretkenliğe sahiptir. Belirli düzeyde doğruluk payı içeren bu önermeler insan ve doğa hakkında nesnel olarak geçerli bilgiye ulaşmak için ortaya konulan rasyonel görüşlerdir. Bunlar gibi, ifadelerini mitlerde, peri masallarında ve bir­kaç kuşak sonra doğru olmadığı kanıtlanan bilim­sel varsayımlarda bulmuştur.

Bu parçadan hareketle bilim ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A
Doğrulanamayan fikirleri belli süreçlerden son­ra eler.
B
Yanlış olan hiçbir şeyi araştırma kapsamına sokmaz.
C
Kanıtlanabilen gerçekliklerle ilgilenir.
D
İnsan ve doğa ile ilişkili konuları kapsar.
E
Akılcı bir tutuma sahiptir.

20. ve 21. soruları aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü ör­neklendirmek, bir sanat yapıtının sanat değerini belirlemek, bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve incelemeler yapmak ve bir görüşü temellendir- mektir. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme alın­mış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onur­landırmak veya filancayı ezmek, yerin dibine ba­tırmak olamaz. Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eğilir bu tür eleştiriler.

Bu parçadan hareketle gerçek eleştiri ile ilgiliaşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?


A
Popüler edebi olaylara odaklanarak edebiya­tın nabzını tutar.
B
Geçici edebi olayları dikkate almayıp daha çok edebi gelişmelerin düşünce boyutuyla ilgilenir.
C
Yazarların olumlu ve olumsuz yönlerini net bir biçimde okuyucunun dikkatine sunar.
D
Daha çok yeni çıkan eserleri inceleyerek yeni yazarları yüreklendirmeye çalışır.
E
Edebiyatla diğer bilimler arasındaki bağlantı­yı ortaya koyar.

20. ve 21. soruları aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü ör­neklendirmek, bir sanat yapıtının sanat değerini belirlemek, bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve incelemeler yapmak ve bir görüşü temellendir- mektir. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme alın­mış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onur­landırmak veya filancayı ezmek, yerin dibine ba­tırmak olamaz. Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eğilir bu tür eleştiriler.

Bu parçada gerçek eleştiri ile ilgili aşağtdakilerden hangisine değinilmemiştir?


A
Belli bir örnek üzerinden genel sonuçlara var­dığına
B
Düşünce esaslı hareket ettiğine
C
Bir eserin sanatsal kıymetini ortaya koyduğu­na
D
Güncel edebi gelişmelere daha çok yoğunlaş­tığına
E
Amacının sanat görüşünü örneklendirmek ol­duğuna

22. ve 23. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Resim eleştirmenleri eserleri incelerken belirli bir yönteme bağlı kalırlar. Betimleme, çözümleme, yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört iş­lem basamağını kapsayan bu yöntemle eserden bilgi edinirler. Yöntemin ilk aşamasında tabloda yer alan ve gözle görülen her nesne tek tek liste­lenir. İkinci aşamada bu nesneler resmin içine yer­leştirilirken nelere dikkat edildiği örneğin konum, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldı­ğı belirlenir. Üçüncü aşamada ressamın kullandı­ğı nesneler ve bunların organizasyonuyla vermek istediği mesaj ortaya çıkarılır. Son aşamada ise o ana kadar elde edilen bütün veriler bir arada de­ğerlendirilir, eseri iyi veya kötü kılan özellikler or­taya konur ve incelenen eserlerin niteliği hakkın­da nihai karara varılır.

Bu parçaya göre,

I. Yargıya varma,

II. Betimleme,

III. Oylama,

IV. Çözümleme

hangisi resim eleştirmenlerinin eserleri ince­lerken kullandıkları yöntemlerden biri değil­dir?


A
I ve II
B
II ve III
C
Yalnız III
D
III ve IV
E
Yalnız I

22. ve 23. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Resim eleştirmenleri eserleri incelerken belirli bir yönteme bağlı kalırlar. Betimleme, çözümleme, yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört iş­lem basamağını kapsayan bu yöntemle eserden bilgi edinirler. Yöntemin ilk aşamasında tabloda yer alan ve gözle görülen her nesne tek tek liste­lenir. İkinci aşamada bu nesneler resmin içine yer­leştirilirken nelere dikkat edildiği örneğin konum, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldı­ğı belirlenir. Üçüncü aşamada ressamın kullandı­ğı nesneler ve bunların organizasyonuyla vermek istediği mesaj ortaya çıkarılır. Son aşamada ise o ana kadar elde edilen bütün veriler bir arada de­ğerlendirilir, eseri iyi veya kötü kılan özellikler or­taya konur ve incelenen eserlerin niteliği hakkın­da nihai karara varılır.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?


A
Bir resim incelenirken üçüncü aşamada neler yapılmaktadır?
B
Eser sahipleri sonuçlardan nasıl haberdar edil­mektedir?
C
Nesnelerin resmin içine yerleştirilirken nelere dikkat edildiğinin tespit edildiği aşama hangi­sidir?
D
Betimleme aşamasında neler yapılır?
E
Eserden bilgi edinmek için resim eleştirmen­leri hangi metotları kullanır?

24. ve 26. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Türk edebiyatında ve sosyolojisinde Batılılaşma olgusuna ilişkin, karmaşık süreçlere işaret eden geniş bir literatür mevcut olmakla birlikte, bu ça­lışmada “Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” fil­mi incelenirken Kemal Tahir’in görüşlerinden ha­reket edilmiştir. Bunun da başlıca nedeni, Kemal Tahir’in  Batılılaşma ve sorunlarını, Osmanlı Dev- leti’nin kuruluş döneminden itibaren ele alıp sor­gulamasıyla özgün bir yaklaşım ortaya koymuş olmasıdır. Ancak filmin yönetmen/senaristiyle Ke­mal Tahir’in devlet ve toplum konusundaki görüş­leri arasında belirgin ayrımlar bulunmaktadır. Di­ğer yandan bugünün sorunlarının kaynağının Os­manlI’nın kuruluş dönemine kadar götürülmesi ve tarihe yaklaşım biçimleri bakımından ise pek çok benzerlik de göze çarpar. Buna göre aslında yö­netmen ve Kemal Tahir esasta ayrılsalar da usul­de ortak bir paydada buluşuyorlar diyebiliriz.

Bu parçada altı çizili ifadeyle anlatılmak iste­nen aşağıdakilerden hangisidir?

 


A
İdeolojik olarak aynı kaynaktan beslenilmesi
B
Tarihsel çizgide aynı görüşü paylaşmaları
C
Edebiyat ile sinemanın imkânlarının aynı ol­ması
D
Bir konudaki izlenen yöntemin aynı olması
E
Dili kullanma biçimlerinin benzerlik gösterme­mesi

24. ve 26. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Türk edebiyatında ve sosyolojisinde Batılılaşma olgusuna ilişkin, karmaşık süreçlere işaret eden geniş bir literatür mevcut olmakla birlikte, bu ça­lışmada “Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” fil­mi incelenirken Kemal Tahir’in görüşlerinden ha­reket edilmiştir. Bunun da başlıca nedeni, Kemal Tahir’in  Batılılaşma ve sorunlarını, Osmanlı Dev- leti’nin kuruluş döneminden itibaren ele alıp sor­gulamasıyla özgün bir yaklaşım ortaya koymuş olmasıdır. Ancak filmin yönetmen/senaristiyle Ke­mal Tahir’in devlet ve toplum konusundaki görüş­leri arasında belirgin ayrımlar bulunmaktadır. Di­ğer yandan bugünün sorunlarının kaynağının Os­manlI’nın kuruluş dönemine kadar götürülmesi ve tarihe yaklaşım biçimleri bakımından ise pek çok benzerlik de göze çarpar. Buna göre aslında yö­netmen ve Kemal Tahir esasta ayrılsalar da usul­de ortak bir paydada buluşuyorlar diyebiliriz.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


A
"Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?" filmin­de günümüzdeki bazı problemler tarihsel uzamda ele alınır.
B
Farklı bakış açılarına sahip insanlar da aynı projede yer alabilir.
C
Kemal Tahir, Batılılaşma konusunda orijinal görüşlere sahiptir.
D
Batılılaşma olgusu farklı bilim dallarının ortak konusu olarak ele alınmıştır.
E
“Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” filminin yönetmeni, Kemal Tahir’i her açıdan takdir et­mektedir.

24. ve 26. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce­vaplayınız.

Türk edebiyatında ve sosyolojisinde Batılılaşma olgusuna ilişkin, karmaşık süreçlere işaret eden geniş bir literatür mevcut olmakla birlikte, bu ça­lışmada “Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” fil­mi incelenirken Kemal Tahir’in görüşlerinden ha­reket edilmiştir. Bunun da başlıca nedeni, Kemal Tahir’in  Batılılaşma ve sorunlarını, Osmanlı Dev- leti’nin kuruluş döneminden itibaren ele alıp sor­gulamasıyla özgün bir yaklaşım ortaya koymuş olmasıdır. Ancak filmin yönetmen/senaristiyle Ke­mal Tahir’in devlet ve toplum konusundaki görüş­leri arasında belirgin ayrımlar bulunmaktadır. Di­ğer yandan bugünün sorunlarının kaynağının Os­manlI’nın kuruluş dönemine kadar götürülmesi ve tarihe yaklaşım biçimleri bakımından ise pek çok benzerlik de göze çarpar. Buna göre aslında yö­netmen ve Kemal Tahir esasta ayrılsalar da usul­de ortak bir paydada buluşuyorlar diyebiliriz.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine kar­şılık söylenmiş olabilir?


A
“Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” filmini başarılı buluyor musunuz?
B
Kemal Tahir’in eserleri genel olarak hangi ko­nuları ele alır?
C
''Hacivat, Karagöz Neden Öldürüldü?” filmi analiz edilirken neler dikkate alındı?
D
Batılılaşma bir problem olarak akademik sevi­yede ne zaman ele alınmaya başlanmıştır?
E
Sinema ile edebiyat arasındaki ilişki edebi ya­pıtın filme aktarılmasından mı ibarettir?

27. ve 30. soruları aşağıdaki bilgilere göre bir­birinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Ahmet, Barış, Can, Derya, Emre, Fatih ve Gül ad­lı kişiler aldıkları ürünlerle bir marketin kasasında sıradadırlar. Bu müşteriler maske, hediyelik eşya ve kolonyadan sadece birini almışlardır. Müşteri­lerin hangi sırayla ve hangi ürünü aldıklarıyla ilgi­li aşağıdaki bilgiler verilmişti.

• Müşterilerden 3 tanesi hediyelik eşya, 2’si ko­lonya almıştır.

• Maske satın alan Gül ödeme kuyruğunda 2. sıradadır.

• Ödeme kuyruğunda 5. ve 6. sırada ödeme ya­pan müşteriler aynı ürünü almışlardır.

• Çan’dan hemen önce Ahmet, hemen sonra Fatih ödeme yapmıştır ve üçününde aldığı ürünler birbirinden farklıdır.

• Fatih kolonya almıştır.

• Ödeme sırasında Barış ve Emre ard arda öde­me yapmışlardır.

Buna göre

I. Ahmet

II. Derya

III. Emre

adlı müşterilerden hangilerinin ödeme sırası kesin olarak bilinmektedir?


A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
Yalnız III
D
I ve II
E
I, II ve III

27. ve 30. soruları aşağıdaki bilgilere göre bir­birinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Ahmet, Barış, Can, Derya, Emre, Fatih ve Gül ad­lı kişiler aldıkları ürünlerle bir marketin kasasında sıradadırlar. Bu müşteriler maske, hediyelik eşya ve kolonyadan sadece birini almışlardır. Müşteri­lerin hangi sırayla ve hangi ürünü aldıklarıyla ilgi­li aşağıdaki bilgiler verilmişti.

• Müşterilerden 3 tanesi hediyelik eşya, 2’si ko­lonya almıştır.

• Maske satın alan Gül ödeme kuyruğunda 2. sıradadır.

• Ödeme kuyruğunda 5. ve 6. sırada ödeme ya­pan müşteriler aynı ürünü almışlardır.

• Çan’dan hemen önce Ahmet, hemen sonra Fatih ödeme yapmıştır ve üçününde aldığı ürünler birbirinden farklıdır.

• Fatih kolonya almıştır.

• Ödeme sırasında Barış ve Emre ard arda öde­me yapmışlardır.

Buna göre;

I. Ahmet

II. Barış

III. Can

adlı müşterilerden hangileri kolonya almış ola­bilir?


A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
Yalnız III
D
I ve III
E
I, II ve III

27. ve 30. soruları aşağıdaki bilgilere göre bir­birinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Ahmet, Barış, Can, Derya, Emre, Fatih ve Gül ad­lı kişiler aldıkları ürünlerle bir marketin kasasında sıradadırlar. Bu müşteriler maske, hediyelik eşya ve kolonyadan sadece birini almışlardır. Müşteri­lerin hangi sırayla ve hangi ürünü aldıklarıyla ilgi­li aşağıdaki bilgiler verilmişti.

• Müşterilerden 3 tanesi hediyelik eşya, 2’si ko­lonya almıştır.

• Maske satın alan Gül ödeme kuyruğunda 2. sıradadır.

• Ödeme kuyruğunda 5. ve 6. sırada ödeme ya­pan müşteriler aynı ürünü almışlardır.

• Çan’dan hemen önce Ahmet, hemen sonra Fatih ödeme yapmıştır ve üçününde aldığı ürünler birbirinden farklıdır.

• Fatih kolonya almıştır.

• Ödeme sırasında Barış ve Emre ard arda öde­me yapmışlardır.

Aşağıdaki sırada ödeme yapan müşterilerdenhangisinin aldıkları ürün kesin olarak aynıdır?


A
1. ve 2.
B
1. ve 7.
C
2. ve 3.
D
3. ve 5.
E
3. ve 7.

27. ve 30. soruları aşağıdaki bilgilere göre bir­birinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Ahmet, Barış, Can, Derya, Emre, Fatih ve Gül ad­lı kişiler aldıkları ürünlerle bir marketin kasasında sıradadırlar. Bu müşteriler maske, hediyelik eşya ve kolonyadan sadece birini almışlardır. Müşteri­lerin hangi sırayla ve hangi ürünü aldıklarıyla ilgi­li aşağıdaki bilgiler verilmişti.

• Müşterilerden 3 tanesi hediyelik eşya, 2’si ko­lonya almıştır.

• Maske satın alan Gül ödeme kuyruğunda 2. sıradadır.

• Ödeme kuyruğunda 5. ve 6. sırada ödeme ya­pan müşteriler aynı ürünü almışlardır.

• Çan’dan hemen önce Ahmet, hemen sonra Fatih ödeme yapmıştır ve üçününde aldığı ürünler birbirinden farklıdır.

• Fatih kolonya almıştır.

• Ödeme sırasında Barış ve Emre ard arda öde­me yapmışlardır.

Tüm müşterilerin sırasının ve aldıkları ürünle­rin ne olduğunun tam olarak bilinebilmesi içinaşağıdakilerden hangisinin bilinmesi yeterlidir?


A
Barış’ın Emre’den sonra ödeme yaptığı
B
Derya'nın Çan’dan önce ödeme yaptığı
C
Ahmet ve Gül’ün aldığı ürünlerin aynı olduğu
D
Barış ve Fatih’in aldığı ürünlerin farklı olduğu
E
Can ve Emre’nin aldığı ürünlerin aynı olduğu